19 Şubat 2021 Cuma
Komik bir Diyalog
ALİ ile VELİ- İKİSİ DE BİRBİRİNDEN DELİ
Ali, arkadaşına, “Bugün bir kız gördüm azizim. O ne güzellik, o ne boy bos, endam, onu görünce aklım başımdan gitti, deli oldum deli!” dedi.
Veli kendi kendine, “Sanki deli değilmiş gibi” dedi ama dışından, “Sahi mi? Hadi anlat şu dilberi, gel beri, aydınlat beni de unutayım karanlık gecelerimi” diye konuştu.
“Seni gidi seni!” dedi Ali. “Lafıyla bile mest olmak istiyorsun değil mi?” diye güldü.”Neyse, anlatıvereyim de sen de deli ol benim gibi” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Gördüğüm güzel ya melekti ya da peri. Giydiği giysi sentetikti, vücudu da çok estetik. Bakışları romantikti. Hem güzeldi hem sempatik. Ama yoktu içinde zerre kadar cimrilik. Göğsü, kolu, bacağı açıktı, eteği miniydi. Transparan giysisinin içinde vücudunun bütün hatları belli oluyordu.”
Veli başını salladı: “Desene tam demokratik! Ama böyle biriyle evlenmek delilik. Ya hiç kıskanç olmayacaksın ya da gözünü, kulağını kapatacaksın. Laflara aldırmayacaksın.”
Ali içini çekti: “Gel de düşünme kendisiyle evlenmeyi ya da flört etmeyi. Yürürken öyle uzayıp kısalıyordu ki, sanırsın aynen bir lastik. Duruşu, pozu artistik, tavrı, edası fantastik Kaşı gözü ekzantrik, bakışları ekzotik. Bel kalça elastik, yapıyordu sağa sola jimnastik. Ekranı dokunmatik. Onu gören başka bir kanala yapamazdı zapping!”
Veli dudak büktü: “Desene çözülmez bir kadın, sanki matematik” diye konuştu.
Ali anlatmayı sürdürdü: “Üstündeki giyside yabancı sözler vardı. Konuşurken ikide birde yabancı sözler paralıyordu. Öyle bir kadındı ki...”
“Turistik!”
“Evet. Aynen öyle. Kimseyi takmıyordu, küçük dağları ben yarattım dercesine yürüyordu. Bizim gibilere hiç bakmıyordu. Havasından yanına varılmıyordu...”
“Demek ki bu kadın aynı zamanda sosyetik!”
“Öyle olacak. Dudaklar kirazdı, yanaklar elma. Gözler üzüm, saçlar buğday, göbek ayva, göğüslerine portakal mı desem limon mu...”
“Desene şuna kısaca meyve bahçesi ya da çiftlik!”
“Büyülüyordu herkesi. Bir mıknatıstı sanki manyetik.”
“Böyle biriyle evlenen erkeğin işi bitik. Yoksa tutuldun mu sen bu kadına a deli, a kaçık!”
“Az kalsın öyle oluyordu ama neyin nesi olduğunu öğrenince vazgeçtim.”
“Söyle bakalım. Kimin şapkası, püsküllü fesiymiş?”
“Dur bakalım. Daha bitmedi söyleyeceklerim. Sürmüştü yüzüne bolca kozmetik. Giyindiği yer butik. Bir evdi prefabrik. Yakıyordu herkesi, sandım asit sülfirik. Kendimi kaybettim bu manzara karşısında...”
“Öyleyse seni kendine getirmek için atayım bir çimdik.”
“Dur bakalım. Onun kim olduğunu söyleyince asıl sen kaybedeceksin kendini.”
“Sahi mi, bu dilber nerenin kraliçesi, prensesiymiş?”
“Ne kraliçesi, prensesi? Domestikmiş haspa, domestik! Hizmetçi yani...”
***Erhan Tığlı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder