16 Ekim 2018 Salı

DEĞNEKTEN AT



DEĞNEKTEN AT

            İki çocuklu bir aile hafta sonunu kırda geçirmeye karar verirler. Anne yemekleri hazırlarken çocuklar da babalarıyla yürüyüşe çıkarlar. Geri dönerken yorulan küçük çocuk yorulduğunu söyler ve babasının kendisini kucağında taşımasını ister. Baba, “Ben de yoruldum” diye bunu kabul etmeyince çocuk ağlamaya başlar. Baba tek kelime etmeden bir ağaçtan iki dal keser, birini yontup büyük çocuğuna verir, “Sana güzel bir at yaptım” der. Çocuk sevinçle dal parçasından yontulmuş ata biner, sıçrayarak koşmaya başlar.
            Küçük çocuk ağlamayı keser, babasından aynı şeyi ister. Baba onun bu isteğini yerine getirir. Çocuk yorgunluğunu unutur, atına binip onlardan önce annesinin yanına döner.
            Baba gülerek büyük çocuğunun başını okşar ve şöyle der:
            “İşte hayat budur;  içimizde bir yorgunluk hissettiğimizde kendimize değnekten bir at bulup neşeyle yolumuza devam etmeliyiz. Bu at bir arkadaş, bir çiçek, bir şiir ya da herhangi bir sanat eseri olabilir. Değnekten atın yanından hiç eksik olmasın.”