6 Nisan 2019 Cumartesi

ÖPÜVER GEÇSİN


ÖPÜVER GEÇSİN
Ben karanlıktan korkarım
Aşkınla aydınlat beni
Gönlüme gül diksin ellerin
Bahçem şiirleşsin
Yandım kavruldum sıcaktan
Gel de bahar yeli essin
Şuramda bir yaram var
Sensiz nasıl iyileşsin
Öpüver geçsin
*************

5 Nisan 2019 Cuma

Sayılarla Mizah

BİR: Dostluğun kapısından içeri bencillik ve çıkarcılık dışarıda bırakılarak girilir.
İKİ: Güçlünün karşısında koyuna, kuzuya döner çoğu kişi, güçsüze karşı ise ya kurt kesilir ya da tilki...
ÜÇ: Lafla peynir gemisi yürütmek kolay ama iş yapmak güç...
DÖRT: Ardan namustan söz eden kadın; erkekleri baştan çıkarmamak istiyorsan saçını değil gözlerini ört!
BEŞ: Yanlış kişiyi seçersen kendine eş; sönmez bir türlü mutluğunu, huzurunu yakan ateş.
ALTI: Kıvamını bil, ateşi iyi ayarla; sevgiyi ondan sonra ocağa koy; yanmasın yemeğin altı.
YEDİ: Sen masumsun, o da sütten çıkma ak kaşık! Öyleyse bu doğal güzellikleri kim yedi bitirdi, arsız kedi mi?
SEKİZ: Adam harcamakta kalabalığız; çamur atmakta eşsiz benzersiziz; tekiz!
DOKUZ: Akıl öğretmekte çok, aklını kullanmaya gelince yokuz. İşte bu yüzden inip duruyor başımıza topuz!
ON: Gecekondularda, doğasız apartmanlarda ömür çürüteceğine arı ol da çiçeklere kon!

3 Nisan 2019 Çarşamba

Ders Verici bir ileti

Balıkçı bir adam bir gün güneş doğmadan sabah namazından az önce deniz kenarında oturuyormuş. Derken içi taş dolu bir torba bulur. Elini torbanın içine sokarak bir taş alır ve o taşı denize fırlatır. Taşı fırlattığı esnada suyun üzerinde çıkardığı ses adamın hoşuna gider.Tekrar ikinci bir taş alır ve onuda denize fırlatır. Çünkü taşın suya değerken çıkardığı ses balıkçıyı mutlu eder ve bu şekilde taşları teker teker fırlatır. Bu arada güneşin ışığı yavaş yavaş yaklaşır ve adamın elindeki taş dolu torbada yavaş yavaş belli olmaya başlar. Artık torbanın içinde sadece bir taş kalmıştır. Güneş açıp adam torbanın içine baktığında bir de ne görsün içindeki taşlar elmas taşlarıymış. Meğerse denize fırlattığı tüm taşlar elmasmış. Çok pişman bir şekilde şöyle demeye başlar:" Ey ahmak herif. Eğer bu taşların elmas olduğunu bilseydim sadece sesi kulağıma hoş geldiği için eğleneceğim diye onları hiç denize firlatırmıydım?" Ancak iş işten geçmiştir.
Evet kardeşim bu kıssadan çıkardığımız dersler:
1) Balıkçı sensin.
2) Aralıklarla denize fırlattığın elmaslar senin ömrün.
3) Denizin üzerinde taşın çıkarmış olduğu ses, yok olmaya mahkum dünya süsü ve şehvetleridir.
4) Gecenin karanlığı ise gaflettir (dünya hayatına dalmak).
5) Güneşin doğuşu ise geri dönüşü olmayan ölümün ta kendisidir.
5) Kardeşim! Şimdiden itibaren uyanık ol ve elmas değerinde hatta çok daha değerli olan vaktini, ömrünü faydasız şeylerle boşa harcama.Yoksa pişmanlığın fayda vermediği o çetin günde çok pişman olursun.
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN