SANATÇILAR SOYUNMALI MI?
Sanatçılar
soyunmalı mı soyunmamalı mı? Film yıldızı öyle ya da böyle soyunmak zorunda
kalır, hele genç ve güzel bir kadınsa soyunmaktan kurtulamaz ve soyunduğu kadar
gündemdedir, ön plandadır. Onlar da sanat için soyunduklarını söyleyerek günah
çıkartırlar ama kimi güzeller var ki ikide birde soyunup duruyorlar. Dizide
soyunuyorlar, filmde soyunuyorlar, podyumda soyunuyorlar. Soyunmadıkları bir
tek yer kalıyor. Onun da hatırını sormadan yapamıyorlar; gelen tekliflere
dayanamayıp, sunuculuğa soyunuyorlar!
Soyguncular,
“Ya paranı ya canını” derler ama güzeller ikisini de alırlar, paralı erkekleri
soyup soğana döndürürler. Evin papağanı dişisizlikten bunalım geçiriyormuş.
Durumunun kötüye gittiğini gören sahipleri çok para vererek bir dişi bulup
getirmişler ve ikisini bir kafese koyup baş başa bırakmışlar. Bir süre sonra
oraya geldiklerinde papağanın, dişisinin bütün tüylerini yolduğunu görmüşler.
Telaşla, “Ne yaptın?” diye bağırmışlar. Papağan hiç istifini bozmamış, “O kadar
para verdik. Soymayacaktık mı yani?” demiş.
İşte bunun gibi, kimi seyirciler bir gösterideki güzel
oyuncunun soyunmasını seyretmek isterler, umduklarını bulamazlarsa o filmi,
tiyatroyu beğenmezler. Bunu bilen yönetmenler güzelleri yerli yersiz muz gibi
soyarlar, yapıt konusuyla değil de soyunma sahnesiyle anılır.
Şair ve
yazarlarımız öykü, roman ve şiirlerinde, ressamlar nü tablolarında kadının
soyunmasını ele alır ya da soyunan kadını dile getirirler. Bakın koskoca Ziya
Paşa bile yoldan çıkmış. Sevgilisine şöyle diyor: “Mintanının düğmesini çöz/
Sim tenin görsün bu göz.”
Gönlü her
güzele sevdalı Karacaoğlan da, “Bilmem ay mı doğdu, gün mü doğdu âleme/ Yoksa
yârim düğmelerini çözdü mü?” diye sorduktan sonra, “Soyunup koynuna girmeye
geldim” deyiveriyor dilbere. Ahmet Refik Altınay’ı kendinden geçiren
sevgilisinin billur göğsü, gül tenidir: “Bir soyunsa sine-i billuru mest eyler
beni/ Sabaha dek sevsem usanmam gül gibi nazik teni.” Behçet Kemal Çağlar,
ruhunun soymak için bir kadın istiyor: “Bir kadın istiyorum, ruhunu soymak
için”. Şeytan da diyor ki, “Bırak ruhunu soymayı da kendi soyunsun o güzelin.
Soyunsun da gözlerimiz bayram etsin!”
“Saçların
çırılçıplak omzundan aksın/ Mermer üzerinden geçen su gibi.” Böyle diyor,
sonradan süper mürşit olan Necip Fazıl Kısakürek. Âşık Dertli, ışık yüzlü
sevgilinin örtülerinden sıyrılarak gönlünü ışıtmasını diliyor: “Ref et nikabını
ey vech-i Enver/ Zulmette olsun gönlümüz münevver.” Nedim bir ham sofuya,
düğmelerini göbeğe dek çözmüş bir güzeli görsen sabredebilir misin, diye
soruyor: “Çözülmüş düğmeler çak-i giriban nafe dek inmiş/ Buna sabrolunur mu
zahida sen âşık-ı zar ol”...
Fuat Hüsnü
Demirelli, sevgilisini, “Çiçekler yaşar mı havasız, susuz/ Neden böyle dursun
memeler mahpus” diyerek soyunmaya razı etmeye çalışıyor. Ümit Yaşar, soyunan
kadını şu dizelerle şiirleştiriyor: “Sıyrıldı bütün örtülerden/ Bir güneş doğdu
karşımızda/ Duyduk teninin sıcaklığını/ Hoyrat avuçlarımızda./ Saatler durdu
kahrından/ Paramparça oldu aynalar/ Soyunur bütün vücudu/ Taş kesilinceye
kadar./ Kamaşan gözlerimizle içtik/ Yudum yudum aydınlığını/ Bir kadın susuz
dudaklarımızda/ Sebil etti kadınlığını.”
Genç ve
güzel bir kadın, hasta çocuğunu doktora getirir. Doktor bir kadına, bir de
çirkin çocuğa baktıktan sonra kadına soyunmasını söyler. Kadın şaşırır, “İyi
ama hasta olan ben değilim, çocuğum” diye itiraz eder. Doktor, “Tamam.
Biliyorum, der. Bu çocuğu size yakıştıramadım. Birlikte bir yenisini
yapacağız.”
Kimi
doktorlar genç ve güzel kadın hastaları soymaya çok meraklıdırlar. Bir doktora
güzel bir kızla, yaşlı bir kadın gelmiş. Kız daha ağzını açmadan doktor
kendisine, “Soyunun” demiş. Kız, “İyi ama hasta olan ben değilim. Yanımdaki
ninem” deyince doktor, “Ya öyle mi, diye yüzünü buruşturmuş, kadına dönerek,
“Dilininiz çıkarın” diye konuşmuş.
“Odam
kireçtir benim/ Yüzüm güleçtir benim/ Soyun da gir koynuma/ Tenim ilaçtır
benim.” En iyisi bu türküde söylenmiş. “Soyun güzelim soyun. Soyun da bitsin
aşk denilen oyun” diye bitirelim sözümüzü. Güzelliklerle bezeyelim özümüzü. Erhan Tığlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder