DİLİMİZ TİKLENDİ- TÜRKÇEMİZ KİLİTLENDİ
Eskiden
dilimiz bu kadar tikli değildi. Bebeklere giydirilen patikte vardı tik. Çok
“asortik” giyinen kişilere “sosyetik” denirdi sadece. Bu tür insanlar
hizmetçilerine “domestik” diye seslenirlerdi. Aydın çevrelerde estetik,
fantastik, ekzotik, betik gibi sözler kullanılırdı, duygusal kişiler
“romantik”ti. Derken medyatikleştik ve tikler akın etti. Güzelleşme sevdalısı
kadınlarımız, kızlarımız estetik ameliyatlar olunca estetik sözü yaygınlaştı.
Estetik nedir bilmeyen, kullanmayan kalmadı. Sonra “butik”ler ortaya çıktı;
terzilerin pabuçları dama atıldı. Sentetik kumaşlar kullanıldı, insanlar da
sentetikleşti!
Tıraş olan
erkekler ustura, jilet yerine “permatik” kullanır oldular. Yıldızlarımız
“erotik” pozlar verdiler, erotik filmler çevirdiler. Bankalarımız bankamatik
kartları çıkardılar, insanları bu kartlara alıştırdılar. Temizleme tozlarımız
da “matik”lendi! Atılan “madik” ler yetmedi; temiz sözcüğü yerine “hijyenik”
denildi, olaya “otomatik” bir kültürel giriş yapıldı; doğru yol varken eğri
yollara sapıldı. “Hijyenik” sözcüğünde hem bir derinlik, serinlik, hem de
“akustik” bir özellik vardı. Temiz sözcüğü onun yanında pek basit kalıyordu!
Reklâmlarla
bu söz kulaklarda yer edindi. Bilmeyenler daha başka bir şey sandı. Bu pek
“etik” olmadı ama kimse önemsemedi, tepki göstermedi. Zaten “etik” sözcüğünü
ahlak değil de başka bir şey, “sosyal içerik”li bir söz olarak algılayanlar
vardı...
Bunlar
yetmemiş gibi, Türkçe dokunmak sözcüğünden “dokunmatik” türetildi(!)
Bakalım bu
üretme ve türetmeler daha ne kadar sürecek? Orası belli değil ama bilinen bir
şey var. O da şu; Dilimiz kirlendi, tiklendi, tikleri arttıkça Türkçe
kilitlendi. Kapımızı yabancı hayranlığına, yabancı sözcüklere ardına dek açtık;
başkalarına özenip onları gökyüzüne yükseltirken, özümüzü yerlere saçtık,
ayaklar altına aldık.
Durumumuz
“kritik”, işimiz “bitik”tir.
Türkçemize
kıyanlar bizden daha atiktir!
ERHAN TIĞLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder