“BÜYÜ”LÜ ŞİİRLER
Yazar, ozan Erhan Tığlı 1941 Nazilli doğumlu olup onlarca yapıtıyla üretkenliğini kanıtlamaktadır. Yeni yapıtı “BÜYÜ”de coşkulu, düşündürücü şiirleriyle ilgi çekmektedir...
Ozan, içtenlikle, açıklıkla yazdığı şiirlerde güzelliği yakaladığını kanıtlıyor. Sevgili ararken alın terini, emeği, doğayı kucakladığın anlıyoruz. İlkyazla gelen güzelliğin ayırtına varırken: “Saklambaç oynar böcekler/yaşamak şiire dönüşür/...Doğanın neşesi bahar/Bahar hayat bulur çocuklarla”(s.7) der. Hüzünle arası iyi değildir. “Hüzün çekil git başımdan/yükünüzü çekemiyorum” (s.7) diye seslenir ve mutluluğunu doğada aramaya çıkar. Kitabına ad olan “Büyü” şiirindeki çocuğa seslenişi de anlamlıdır: “Büyü çocuğum büyü/Çek yalanın üstünden/Aldatıcı kara örtüyü/Büyü çocuğum büyü/Kur güzelliğe köprüyü/Çözülsün karanlık büyü...” (s.10). Ozan şiire öyle güvenir ki, dünyanın şiirle güzelleşeceğini vurgular ve doğruya iyiye güzele çağırır insanları: “Hadi dostlar el ele verelim gelin/Evrenimizde şiirler şarkılar essin/Yakamoz düşünceler/Gökkuşağı duygularla/Yaşamayı edelim gelin/Doruğuna çıkalım hep birlikte/Doğrunun iyinin güzelin/Sımsıcak bir sevda soluğuyla/Türküleşsin dünya...” (s.12-13). Ozan yaşamanın şaha kalkmasını, sevinçlerin kanatlanmasını, güneşin doğmasına bağlar.
Erhan Tığlı, şiirlerinde uyaklara, iç seslere özen gösterirken yalın, açık bir dil kullanır. Şarkının, türkünün sesini duyar gibi oluruz onun şiirlerinde: “Öyle bak öyle bak ki gözlerime/ Gözlerin gözlerimde iz bıraksın.// Öyle sev öyle sev ki beni/Gönlüm gönlünde iz bıraksın...” (s.16). “Gece Bulut Olmuştu” şiirinde, bir yerde, Edip Cansever’i anımsıyoruz: “...Adam gönlündeki kadehe yalnızlığını, kimsesizliğini/Çaresizliğini koyuyor koyuyor koyuyordu/Kadeh bir türlü dolmuyordu/O, içkiyi değil, kadeh onu içiyordu...” (s.18). Özlemlerine ateşböcekleri kona ozan, İstanbul sevgisini, sevgilisiyle bütünleştiriyor. “İster” şiirinde şöyle diyor: “Mide açsa yemek ister/Mutlu olmak emek ister/Gerçekleri gören çoktur/ Söylemeye yürek ister”(s. 25)...
Ozan aydınların sorumluluklarını bilmesini ister ve Rıfat Ilgaz’ı anımsatarak “Aydın mısın” diye seslenir ve dünyanın çiçeğe uzanan ellerle, sevilerle, barışla güzelleşeceğini vurgular, özveriye, erdeme önem verir. Barış estiğinde her şeyin iyi olacağını muştular: “...Ben esince gül açar özgürlük/Çiçeklenir insan kardeşlerim/Uyanır derin uykularından/Pırıl pırıl sabahlara/Ben doğunca uçmaya başlar kuşlar/Başlar aydınlık bir yolculuk/Erdem özveri ülkesine...” (s.39). Şiiri, sanatı seven insan, yalnızlığını kolay yenecektir, gönlüne yıldızların yağdığını görecektir. Ozan, bu duygu ve düşüncelerle sürdürür şiirini, önemli saptamalarda bulunur, sevinin gurbetinde dolaşır durur, seviyi arar: “Aşk, sevenlerin kalbinde/Bülbülün gülünde/Şairin şiirinde/Çapkınların ise sadece dilindedir...” (s.53).
Sevdiğini düşünürken göle ceylan indirir, kuşlar konar gölünün çiçeklerine. Sevgiyle, seviyle Kaanlıkların aydınlanacağını vurgular. Umut renkli sabahlara uyanırken, güneşin her zaman doğacağını da muştular insanlığa. Ölümün bile ölmesini ister ki o zaman “...Bir ölsen ölüm/Sevinçten öleceğiz!” diye seslenir.
Ozan, yazar Erhan Tığlı, insanı kucaklayan, sevindiren, mutlu eden, yaşama sevincini çoğaltan şiirler yazıyor. “BÜYÜ”deki şiirleri herkes okumalı demekten alamıyoruz kendimizi.
(Büyü- Erhan Tığlı, Şiir, Tay Dergisi yayınları, Karabük, 1.baskı, Ocak 2013, 80 s.)
Hasan Akarsu
Türk Dili Dergisi Sayı:156 Mayıs- Haziran 2013-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder